Atatürk, çok iyi bir lojistik uzmanıdır.
Atatürk, sadece çok iyi asker, strateji ve taktik uzmanı, teşkilatçı veya devlet adamı değil ayrıca çok iyi bir lojistik uzmanıdır.
Atatürk’ün planladığı ve uygulanmasını sağladığı lojistik yönetimi ve milletin fedakârlığı sayesinde zaferin kazanılmasını sağlayan lojistik destek mekanizması yaratıldı.
Lojistik operasyonların başarısı Lider Yöneticinin varlığına ve ekibinin başarısına bağlıdır. Yönetici, işleri doğru yaparken Lider, doğru işi yapar. Lider Yönetici ise doğru işi doğru yapar.
Lider Yönetici Atatürk, lojistiği de iyi yöneterek (planlama, uygulama) çok önemli lojistik dersler verdi.
Doğru lokasyonun seçilmesi
Tesislerin ve hareket bölgelerinin seçimi ve yeri, lojistiğin başarısı için çok önemlidir.
Atatürk; coğrafik yapı, ordunun ve süvari birliklerinin gizli hareket edebilmesi, topçu bataryalarının yerleşimi, lojistik kolaylık (cephe ikmal için tren hatlarının varlığı) ve sıklet merkezi kriterlerine göre muharebelerinin yerini önceden doğru tespit ederek askeri ve lojistik planlarını buna göre yaptı.
Atatürk, Batı Anadolu’daki savaşa en uygun lojistik nokta olması ve demiryollarının kesişim yeri olması nedeniyle Ankara’yı yönetim ve ana ikmal merkezi seçti.
Cepheye malzeme (cephane, silah, yiyecek, kıyafet, ilaç) ve asker akışını desteklemek için bütün olanaklar, bu bölgede toplandı.
İnebolu’ya deniz yolu ile getirilen malzemeler; kağnı, at arabası ve sınırlı sayıdaki kamyonlar ve İç Anadolu’dan Yahşi Han’a kağnı ile getirilen malzemeler de demiryolu ile Ankara’ya sevk edildi ve burada kontrol edilip tasnif edildikten sonra cepheye sevk için Malı Köy ve Polatlı’ya gönderildi.
Inbound ve outbound lojistiğin önemi
Ham maddenin, üretime doğru şekilde teslim edilmesi ve ürünlerin müşteriye doğru sunulması için lojistik hareketler çok önemlidir.
Zaferin kazanılması için cepheye, malzeme akışını çok önemli olduğunu bilen Atatürk, bunun sağlanması için gerekli çalışmaları planladı ve direktifleri verdi.
Anadolu’da işgal altında olmayan, Rum çetelerinin saldırmadığı ve ana ikmal merkezi olarak planlanan Ankara için denize en yakın ve en güvenli yer olan İnebolu Limanı ve İnebolu-Ankara hattı, Millî Mücadele’nin en hayati yolu “inbound lojistik” haline geldi.
Bu hat üzerinde akışın sağlanması için İnebolu’da 1920’de “Yükleme – Boşaltma Kumandası” kuruldu, konaklamak için hanlar ve güvenlik için karakollar yapıldı, Berlier kamyonlar ile ilk Motorlu Ulaştırma Kolu kuruldu ve yol ve köprülerin bakım ve onarımı için Kastamonu ve Çankırı’da “amele taburu” kuruldu.
Tekâlif-i Milliye ile toplama merkezlerine teslim edilen malzemeler stok merkezlerine ve cepheye kadar nasıl ve hangi vasıta ile taşınacaktı?
Atatürk, Osmanlı’nın menzil teşkilatları uygulamasını Batı Cephesi ve İç Anadolu’ya kadar uzanacak şekilde yeniden düzenleterek ve mekkâre (yük hayvanı) kollarının kurulmasını emretti.
Demiryolu olmasaydı Ankara’dan cepheye her gün 250 ton yiyecek ve 325 ton cephanenin sevki zor olabilirdi. Atatürk, Büyük Taarruz öncesi, Albay Behiç Erkin’e “Polatlı-Eskişehir hattının en kısa sürede onarılması” emrini verdi.
Planlama
Atatürk, Nutuk’ta Sakarya Zaferi ile ilgili bölümde yer alan “ Başkomutanlığı Eylemli Olarak Üstüme Aldım başlığı altında “Ankara’da bulunduğum süre içinde yalnız ordunun insan ve taşıt bakımından yiyecek ve giyeceğinin nasıl temin edileceği ile ilgili tedbirleri almak ve düzenlemeler yapmakla uğraştım.” diye yazar.
Ordunun ihtiyaç duyacağı malzemelerin ve hizmetlerin (bakım ve onarım) tedarik edilmesi için Atatürk’ün 07 Ağustos 1921’de yayınladığı Tekalif-i Milliye Emirlerinin 5‘inci ve 10’uncu maddeleri, “ulaştırma araçlarının ve hayvanlarının temini ve taşımaların yapılması” ile ilgiliydi.
Askeri malzemelerin üretimi ve onarımı için askeri fabrikalar ve Askeri Nalbantlık Okulu, kuruldu.
Karadeniz’den malzeme ikmalinin kontrolü ve koordine edilmesi için “Umur-u Bahriye Müdürlüğü” ve Antalya’dan malzeme sevki için Eğridir Gölü Bahriye Müfrezesi kuruldu.
Bilgi ve bilgi akışının önemi
Lojistiğin başarılı olması için doğru bilgiye sahip olunmalı ve bu bilginin akışı sağlanmalıdır.
Büyük Taarruz sırasında bilgi akışı için muhabere cihazları, savaş öncesi tamamlandı ve birliklere dağıtıldı.
Ankara, Batı Cephesi, lojistik merkezler ve diğer bölgeler arasındaki haberleşme (muhabere), en kısa zamanda sağlanmalıydı. Ayrıca İstanbul istikametine olan telgraf hatları, Ankara’ya yönlendirilmeli ve yeni telgraf hatları ve memurlar görevlendirilmeli ve telsiz ve telefon malzemeleri temin edilmeliydi. Oysa elde, jandarmanın harap malzemesinden ve 1.Dünya Savaşı’nda Rusların Karadeniz’de bıraktığı telgraf telleri ve telgraf hatlarından başka bir şey yoktu.
Ankara ile cephe arasındaki haberleşme için 635 km telgraf hattı inşa edildi; cephede sahra telefonları kullanıldı hatta 25-26.08.1922 gecesi, ileri hat taburlarıyla telefon irtibatı kuruldu; İstanbul’daki gizli teşkilatlar tarafından gönderilen muharebe araçları kullanıldı; telsiz irtibatı için ilk telsiz-telgraf cihazı, Kastamonu’da kuruldu ve muhabere askeri yetiştirmek için telgraf taburu kuruldu.
Rakiplerin kontrolü
Atatürk, Kütahya-Eskişehir muharebesi sonrası ordunun Sakarya’nın 100 km doğusuna çekilerek “Eskişehir’in kuzey ve güneyinde toplanmasını ve Yunan Ordusuyla büyük açıklık bırakılmasını” emrederek Yunan Ordusunun İzmir’deki ana ikmal merkezlerinden uzaklaşmasını sağladı. Yunan Ordusu İkmal Komutanının “Türkler geri çekilirken, demiryollarını bozdu. İkmal merkezimizi Eskişehir’e almak, ikmal sistemimizi tersine çevirmek zorundayız. Malzemeler, deniz yolu ile İzmir’den Bandırma’ya ve sonra demiryolu ile Bursa’ya ve karayolu ile de Karaköy istasyonuna taşınmalı ki demiryolu ile Eskişehir’e aktarabilelim ve sonra Sakarya’ya karayolu ile dağıtılmalıdır. Bu kadar karmaşık bir ikmal sistemi, düzenli işlemeyebilir” uyarısına karşın, Ankara’nın ele geçirilmesi hırsı ile uyarılar dikkate alınmadı ve ilerleme devam etti. Yunan Ordusu, İzmir’deki ana ikmal merkezinden uzaklaştıkça ikmal sistemi çöktü ve su sıkıntısı başladı (bozkır, aşırı sıcak).
Atatürk, Lider Yöneticidir.
Her kademedeki askeri birliği yöneten ve savaş sanatının bütün inceliklerini uygulayan Atatürk, aynı zamanda lojistiği iyi yöneterek başarılar kazandı.
Celal Erikan, Komutan Atatürk kitabında “Atatürk geri işlerinin (lojistik aktiviteler) gereğini çok iyi algılamıştır. 1911’de Derne’de, 1915’de Çanakkale’de, 1916’da Doğu cephesinde ve Başkumandanlık görevinde önce geri işleri planladı ve uyguladı.” diye yazar.
Savaş dışında da lojistiğe önem veren Atatürk, 1924’de kurulan İş Bankası’nın ana sözleşmesine nakliye ile ilgili teşebbüsler kurulmasını veya iştirak edilmesini ekletti; İzmir İktisat Kongresi’nde yerli malların karada ve denizde ucuz tarife ile taşınması ve demiryolu inşaat programının başlaması kararının alınmasını sağladı; cephelerde ve cephelere yakın yerlerdeki savaş atıklarının toplanması için Sevkiyat ve Nakliyat Genel Müdürlüğü’nün kurulmasını istedi ve hatta 17.09.1938’de hasta yatağında iken 4 senelik 3 numaralı plandaki Trabzon ve Zonguldak limanlarının yapımı yatırım projesini dinledi.
The Saturday Evening Post yazarı İsaac Marcosson, Atatürk ile yaptığı görüşme sonrası 20.10.1923 tarihli makalesinde “Atatürk canlandırma programında tarım, ulaştırma ve sağlığın öncelikli olduğunu söyledi.” diye yazar.
Bir 30 Ağustos törenin sonra Ankara Palas’ ta genç subaylara “Dünyanın en büyük komutanı kimdir?” diye sorar ve “sizsiniz” cevabını alınca Atatürk, “Hayır, Timurlenk’tir. Uyguladığımız savaş kurallarını ve özellikle çok önemli olan ikmali her yönüyle uygulamıştır.” dedi.
19.05.1919’da başlayan Kurtuluş ve İstiklal mücadelesi, 30.08.1922’de tarihte bir örneği olmayan ve belki de olmayacak bir zaferle sonuçlandı. Milletin fedakârlığı ve Atatürk ve onun silah arkadaşlar sayesinde Türk Ordusunu besleyen lojistik destek mekanizması yaratıldı. Kalbimiz, onu besleyen damarlardan akan kan sayesinde atıyordu
Zafer ve istiklal; şehit ve gazi askerlerin, komutanların ve milletin, lojistik deha ve lojistik organizasyon ile desteklenmesi sonucunda kazanıldı.
Atatürk, zaferin kazanılması için çok lojistiği doğru planladı ve doğru uygulanmasını sağladı. Onun lojistik ile ilgili uygulamaları, bugün bile lojistik uzmanlarına ders niteliğindedir.
En iyi lojistikçi olan ATATÜRK’e bize bıraktığı zenginlikler ve özgür olmanın şerefi için teşekkür ederiz.
Ne mutlu bize; onun gibi usta bir lojistikçi ile aynı vatanı, aynı bayrağı, aynı toprağı… paylaşıyoruz.
Saygılarımla
Bir Yorum Yazın