“Islık Çalsanız Oradayız” yazımdan sonra “Islık Çalsanız Oradayız-2” ve şimdi ise “Islık Çalsanız Oradayız-3” yazım. Bu yazılar, serisi çekilen filmler gibi oldu galiba ama derdim, Türkiye için çok önemli bir konuyu tekrar tekrar yazarak gündemde tutabilmek. Zaten başka şeyde elimden gelmiyor.
Daha önceki yazılarımda Çin’i odak noktasına alarak yazıyordum.
Daha Fazla Oku
“Türkiye, tekrar ‘ıslık çalma’ stratejisine ve politikasına dönmelidir.” diye bitirdiğim “Islık Çalsanız Oradayız” yazımın, üzerinden tam bir yıl geçmiş. Dünya genelinde tedarik zinciri, geçen bir yılda deniz konteyneri bulunmasındaki zorluklar, limanlardaki tıkanıklıklar, şoför bulunmasındaki zorluklar gibi lojistik ile ilgili sorunlar nedeniyle olumsuz etkilendi ve maalesef önümüzdeki birkaç yılda da olumsuz etkilenebilir.
Daha Fazla Oku
Defalarca “Tek Çare Lojistik” diye düzden yazdım ama “Ket Eraç Kitsijol” diye sret yazarsam birazdan yazacaklarım için daha fazla etkili olur diye umut ediyorum.
6 Şubat depreminde Malatya’ya gitme sebebim, yardım akışının tıkandığı ve yardım malzemelerinin yollara boşaltıldığı haberlerinden ve duyumlarından sonra bir depolama alanı ile yeni dağıtım kanalı açarak akışın hızlanmasına yardımcı olmak ve boşaltılamayan ürünlere depolama alanı sağlamaktı.
Ben, bir hayalperestim. Her zaman hayallerim oldu.
Üniversite bitirme tezimde konteynerleri barcode ile takip etmek; üniversiteden mezun olurken 35-40 yaşımda mutlaka eğitim ve danışmanlık şirketi kurmak; uzayda lojistik yapmak; Türkiye’yi daha iyi yönetirim düşüncesiyle Cumhurbaşkanı olmak; İstanbul’u daha iyi yönetilebileceğim iddiasıyla İstanbul şehri-emin olmak gibi birçok şeyi hayal ettim. Bunların bir kısmı gerçekleşti, bir kısmını için gayret etmeme rağmen başaramadım ve bir kısmı ise sadece hayal olarak kaldı.
Daha Fazla Oku
14 Mayıs tarihinde yapılacak seçime girecek olan Cumhurbaşkanı adaylarına ve Siyasi Partilere Açık Mektup (kim kazanırsa kazansın) …
Türkiye’nin lojistiği durursa hem yurt içi hem de uluslararası ticaretimiz durur ve sonrasında her şey yani Türkiye durur (eğitim, üretim, tarım, turizm…).
Bundan dolayı Türkiye’nin lojistiği, “Milli” ve BEKA meselesidir.
Türkiye’nin lojistiğinin çok daha doğru (verimli, etkili, etkin) olması için önerilerim (hayata geçirilmesi ve uygulanması için her türlü desteği vermeye hazırım):
Çok sevindik, çok güldük, çok şeyler başardık.
Çok üzüldük, çok ağladık, çok şeyleri başaramadık.
Ne olursa olsun hep birlikte olduk ve yine hep birlikte olacağız.
99 yılda Türkiye’nin ulaştırma ve lojistik faaliyetlerine yönelik neler yapılmış. Daha Fazla Oku
Ülkeleri yöneten siyasetçiler, hem devlet işlerini düzenlemek ve yönetmek hem de ülkelerinin dünya genelinde söz sahibi olabilmesi için farklı şeyleri siyasallaştırarak bunları siyasi (politik) enstrümanlar kullanır.
Üretim ve satış ile ilgili teknik bir konu olarak görülen “tedarik zinciri”, bugün siyasallaşarak yeni bir siyasi enstrüman olmaya başladı ve siyasetçiler, “tedarik zinciri” ile siyaset yapıyor. Hatta bazı ülkeler, dünya genelinde söz sahibi olmak için tedarik zincirini konuşuyor.
İstanbul’un Fethi, sadece bir şehrin fethedilmesi olmayıp bir çağı kapatarak yeni bir çağa geçilmesini sağlayarak Avrupa’da Rönesans döneminin ve coğrafi keşiflerin başlaması gibi etkileri ile dünyanın değişmesine de yol açmıştır.
İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet Han, aslında bir lojistik dehasıdır.
İstanbul’un kuşatılmasının ve fethedilmesinin arkasında çok önemli lojistik kararlar ve uygulamalar vardır.
Daha Fazla Oku