Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim (2018)
Ferdi Tayfur’un “Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim” şarkısını hatırlar mısınız? Genç arkadaşlarım, bu şarkıyı biliyor musunuz? Ferdi Tayfur’un bu şarkısı, “Ne umutla geldik koca şehire, Allah sonumuzu hayır getire” diye başlar ve “Hadi gel köyümüze geri dönelim, Fadime’nin düğününde halay çekelim” diye biter.
Ülkeler de bugün ““Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim” şarkısını söylüyor.
ABD, Kore ve Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Hollanda gibi bazı AB ülkeleri, “Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim” diyerek özellikle denizaşırı çok uzak ülkelerde yatırım yapan şirketlerini, üretimi ve yatırımı kendi ülkelerinde yapmaları için davet ediyor.
Hatta bu ülkeler ve onları yöneten siyasetçiler, bunu “resmi politika” olarak uygulamak için çalışmalar yapıyor. Bununla amaçlanan, üretimle ilgili sektörleri ve buna bağlı olarak istihdamı en az %20 arttırabilmektir. Merak edenler, “https://reshoring.eurofound.europa.eu/”, https://acetool.commerce.gov/ http://reshorenow.org/blog/reshoring-initiative-2016-data-report-the-tide-has-turned/ ziyaret edebilir.
Özetle, 1980’lerin ortasında başlayan “küreselleşme”, 2010 yılından itibaren “reshoring (ülke dışı üretimden içeride üretime dönmek) başladı.
Çok uzak ülkelerde üretim yapan bazı önemli markalar (elektrik, elektronik, bilgisayar, hazır giyim, ulaştırma araçları ve ekipmanları, plastik, mobilya, makine, kendi ülkelerine dönüyor. Bu markalar, ya diğer ülkelerdeki yatırımlarını kapatıyor ya da yeni yatırımlarını kendi ülkelerinde yapmaya başlıyor.
Peki niçin “reshoring” başladı?
Şirketler, kendi ülkelerinin uygulayacağı yaptırımlardan korkuyor mu? Yoksa bunun “tamamen duygusal” sebepleri mi var?
Bu “tamamen duygusal” sebepler ne olabilir?
- Denizaşırı taşımalarda gemilerin gecikmesi, limanlardaki tıkanıklıklar nedeniyle “lead time” uzaması ve çok oynak ve çoğu zaman yüksek olan navlunlar
- “Lead time” uzaması nedeniyle toplam sahip olma ve özellikle envanterin maliyetinin beklenenden fazla olması
- Acil sevkiyatların çok olması ve havayolu navlununun olumsuz etkisi
- Nitelikli insan kaynağı eksiği, çalışan devir hızı, düşük ücretli çalışan faydasının, azalması
- Teknoloji altyapısı zayıflığı ve özellikle “Endüstri 4.0” için gerekli şartların olmaması
- Tedarik zincirindeki akışı olumsuz etkileyebilecek (durduracak veya yavaşlatacak) riskler (doğal afetler, terör, deprem, iç savaş, yasal uygulamalar, yolsuzluk, sosyal ve etnik yaklaşımlar vb.)
- Çevreye dikkat edilmemesi
- İş yapma zorlukları,
- Fikri mülkiyet haklarının korunmasının zorluğu
- Satın alma gücü olabilen gerçek müşteriye uzak kalınması
- “Made in x” yerine “Made in Ülke” algısı
“Reshoring”, Türkiye için bir tehdit midir?
“Reshoring”, Türkiye için fırsat olabilir mi?
İlk bakışta her sene önemli miktarda “Direkt Dış Yatırım (FDI) ihtiyacı olan Türkiye için bir tehdit olarak algılanabilir. Öte yandan özellikle “coğrafi yakınlık” avantajı, teknoloji ile birleştirilebilirse bu tehdit, bir fırsat olabilir.
Her tehdit, bir fırsattı. Eğer doğru yönetilebilirse.
Saygılarımla
NOT: Bu durumu, 14 Haziran 2011 tarihli “Dikkat! Insourcing . . . Mİ?” ve “Endüstri 4.0 ve Yapay Zekâ, Cambaza Bak mı?” yazımda da bu konudan bahsettim. https://www.lojiport.com/dikkat-insourcing-mi-8972h.htm ve https://www.o2lc.com/endustri-4-0-ve-yapay-zeka-cambaza-bak-mi/
NOT: Bu yazı, 19 Ocak 2018 tarihinde yayınlandı.
https://www.linkedin.com/pulse/hadi-gel-k%C3%B6y%C3%BCm%C3%BCze-geri-d%C3%B6nelim-oruc-kaya/?originalSubdomain=tr
Bir Yorum Yazın