İnsandan kalbi çıkardığınızda geriye ne kalır?

TRT Haber’deki “İnsanlık Hali” programında İskender Pala, “İnsandan hangi parçayı çıkarırsınız insan, insan olma vasfını yitirir?” diye soruyor ve “İnsandan kalbi çıkarırsanız geriye hiçbir şey kalmaz ve insan, insan olma vasfını tamamen yitirir” cevabını veriyor.

Kalp, durursa hayat duruyor ve kalp ile ilgili ciddi bir sorun varsa tedavi için ya çok zorlu bir ameliyat yapılmalı ya da suni kalp takılmalı veya kalp nakli yapılmalıdır. Damar ise kolayca değiştirilebilir veya açılabilir.

Peki ben “lojistikten depoyu çıkarırsak geriye ne kalır?” diye sorsam?

Size çok iddialı gelebilir ama bütün samimiyetimle “lojistikten depoyu çıkarırsak geriye bir şey kalmaz” diye cevap verebilirim. Zira depo, lojistiğin ve hatta tedarik zincirinin kalbidir. Nakliye ise vücudun damarlarıdır.

Aslında “depo” ve “envanter maliyeti, stok veya lojistik süresi gibi depo ile ilişkili” kavramlar, konuşulmaya başlayınca lojistik ve hatta tedarik zinciri, dünyada çok popüler oldu ve ikisinin önemi, çok daha iyi anlaşıldı” diyerek iddialı bir hipotez ile devam edelim. Oysa “nakliye”, hep vardı!

Aynı programda “kalbi anlamak, insanı anlamanın anahtarıdırdiyen İskender Pala veya “Kalbiyle Söyleşen” şiirinde “Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız” dizesini yazan Cahit Zarifoğlu gibi biz, lojistiğin kalbi olan “depoyu” ne kadar “tanıyoruz, biliyoruz, anlıyoruz”?

Yine iddialı olacak ama maalesef depoyu “tanımıyoruz, bilmiyoruz, anlamıyoruz” diyebilirim.

Bir şeyi “tanımak, bilmek, anlamak”, ancak onun hakkında veriye ve bilgiye sahip olmakla sağlanabilir.

LPI listesinde ilk 15’te olan ülkelerdeki “depo ve depo ile ilişkili” konular için Google da araştırma yaptığımda bu konular için verilere ve bilgilere kolayca ulaşabiliyorum.

Örneğin İngiltere için “2025 yılına kadar 20 kırsal bölgede inşa edilecek 110.000 evde oturacak kişilerin ihtiyacı olan ürünlerin (tüketim, ev eşyası vs.) depolanması amacıyla gerekli olan 725.000 m2 ticari depolama alanı için mevcuda ilave 500.000 m2’nin inşa edilmesi gerektiğini (bütün kırsal için 356.000 ev ve 2,5 milyon m2)” veya “e-ticaret için kullanılan depoların 2009 yılına göre %75 artarak 2019’da 2,8 Milyon m2’ye çıktığını ve Covid-19 etkisiyle %33 artışın devam etmesi durumunda e-ticaret için 2 yıl içinde ilave 1,5 Milyon m2 depoya ihtiyaç duyulacağını” veya “lojistik sektöründe 33.000 nakliye yöneticisi, 35.000 depo yöneticisi ve 30.000 forklift operatörü sayısını” veya ABD için “toplam binaların (sayı ve m2) %20’sinin depo olduğunu” veya Avrupa geneli için “her 1 Milyar Euro değerindeki üretim amaçlı yatırımın, ilave 18.000 m2’lik depo talebi yaratır” bilgisini kolayca öğrenebiliyorum.

Öte yandan örneğin “İstanbul’daki toplam depo alanı veya bunların sektörlere göre dağılımı” gibi veriler var mı ve varsa kolay ulaşabilir mi?

Türkiye’de “depo ve depo ile ilişkili” veriler, kısmen var ve olanlara da ulaşılması, çok zor. Önce merak ve sonra şans ve sabır, önemli.

Buraya kadar okuma sabrını gösterenlere teşekkür için merak, şans ve sabır ile bulduğum “İstanbul Lojistik Ana Planı” raporundan belki de birçoğunuzun ilk defa duyacağı İstanbul için “depo” ile ilgili birkaç veriyi paylaşmak isterim.

  • 788 şirketin 147.359.430 m2 kapalı depo alanı var (%5’i imalat, %4’ü perakende, %89’u toptan ticaret ve %2’si lojistik sektörlerine ait)
  • 310 şirketin 3.150.487 m2 raflı depolama alanı var (%15’i imalat, %44’ü perakende, %23’ü toptan ticaret ve %12’si lojistik sektörlerine ait)
  • 325 şirketin 396.852 m2 soğuk hava deposu var (%26’sı imalat, %16’sı perakende, %8’i toptan ticaret ve %34’üi lojistik sektörlerine ait)

Ben “duran bir şey olduğu için depoyu yönetmek kolay” gibi yanlış algı olması nedeniyle depoların çok “doğru” yönetilmediğini düşünüyorum. Oysa onlarca insan, onlarca ekipman, binlerce SKU, on binlerce adet ürün, milyonlarca TL yatırım ve diğerlerinin olduğu deponun “doğru” yönetilmesi; gerçekten çok zordur, zahmetlidir, özel uzmanlık ister ve daha önemlisi özel ilgi gerektirir.

Hz. Muhammed’in “Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o; iyi, doğru, düzgün olursa vücut iyi, doğru, düzgün olur; o, bozulursa vücut bozulur. O, kalptir.” Hadisinde olduğu gibi “depo; iyi, doğru, düzgün olursa lojistik ve tedarik zinciri de iyi, doğru ve düzgün olur” diyerek bitirmek isterim.

NOT: Yukarıdaki verilerinden ve bilgilerinden daha fazlasına kolayca ulaşarak lojistiği ve depoyu daha iyi tanımak, bilmek ve anlamak için hazırlanan https://insights.tirport.com/ u incelemenizi tavsiye ederim.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir